Microsoft etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Microsoft etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Nisan 2010 Salı

Microsoft Dynamics CRM Başarı Hikayesi – Arena Bilgisayar

Arena Bilgisayar, Dynamics CRM ile Bayilerinin Cirolarını Artırıyor


Teknoloji ürünlerinin dağıtımı alanında Türkiye'nin lider firmalardan Arena Bilgisayar, elektronik iş modelleriyle, iş ortaklarının ve bayilerinin müşterilerine daha iyi hizmet vermesini, müşteri memnuniyetini ve karlılıklarını artırmasını hedefliyor. Arena, bu amaçla kullandığı ve Web üzerinden bayilerine açtığı veritabanını bir CRM çözümü ile entegre etmek istiyordu. Microsoft Dynamics CRM'i seçen şirket, ilk etapta 30 bayisinde sistemi kullanıma geçirmeyi planlıyor.


Durum 
Arena Bilgisayar A.Ş., teknoloji ürünlerinin tüketiciye ulaştırılması için satış, pazarlama ve lojistik hizmetleri sunan, bu alanda arena Türkiye'de lider olan dağıtım şirketlerinden biri. 250'den fazla dünya markasının ürünlerini Türkiye'nin her yanındaki 6 bini aşkın bayisi aracılığıyla tüketiciye ulaştıran Arena, 1991 yılından beri faaliyet gösteriyor. Merkezi İstanbul'da olan şirketin 260 çalışanı bulunuyor. 2005 yılında 352 milyon dolar satış geliri elde eden Arena'nın hisseleri 2000'den beri IMKB'de işlem görüyor.

Arena, teknoloji ürünlerinin dağıtımında elektronik iş modellerini sunuyor. Bunlardan biri olan Pencere.com Web sitesi, 6000'i aşkın Arena bayisinin tüm bilgi, ürün, lojistik ve ticari ihtiyaçlarını 7x24 gerçek zamanlı olarak sağlıyor. Aynı zamanda çok sayıda müşteri temsilcisi ile çalışan Arena, bayilerine istedikleri ürünlerle ilgili her gün onlarca teklif geçiyor. Arena'nın bayileri kendi içlerinde çeşitli ticari programlar kullanırken, Arena iş ortaklarına verdiği tekliflerin durumunu tam anlamıyla takip edemediğini ve bu alanda, iş ortaklarının eksiğini tamamlayacak bir CRM çözümü ihtiyacı olduğunu gözledi. Şirketin Kurumsal Kanal Satış Müdürü Günhan Yüksel şöyle diyor: "Bana bağlı müşteri temsilcileri her gün verdikleri onlarca teklifin durumunu yeteri kadar iyi takip edemezken, aslında eksikliğin iş ortaklarımızda da olabileceğini düşündük. İş ortaklarımız kendi satış ekiplerinin tekliflerini ve müşterilerinin durumlarını takip edemiyorlardı. İş ortaklarımız, çalıştığımız üretici markaların ürünlerini, stok durumlarını, siparişlerini Pencere.com'da görebiliyorlar, ancak Pencere.com'a tek tek sipariş numaralarıyla girip kendi ürünlerinin ne pozisyonda olduğunu görmeleri gerekiyor. Bayi tarafında birkaç ihtiyaç vardı: Birçok bayi belirli bir anda elemanlarının kaç teklif verdiğini, elemanlarının verdikleri tekliflerdeki hedeflerini ve gerçekleşen hedefleri göremiyordu."

Microsoft Dynamics CRMArena bayilerin bir CRM ihtiyacı olmakla birlikte, her biri farklı farklı ticari programlar kullanıyorlardı ve CRM'i kullanabilmek için ticari programlarıyla CRM'i konuşturabilmeleri, stok kodu, ürün açıklaması, fiyat gibi bilgileri ticari programdan almaları gerekiyordu. Arena, her bayinin ayrı ayrı zaman ve para harcayarak kendi kullandıkları ticari programlarla ilgili bir geliştirmeye gitmesi yerine, tüm teklifleri bir ticari koda bağlayıp, ürün kodu, ürün açıklaması gibi verileri Pencere.com'a, ticari program yerine XML ile verecek bir CRM uygulaması entegrasyonu oluşturmayı planlıyordu.

Çözüm
Arena 2003 yılında bir CRM araştırmasına giderken, ürünlerini dağıttığı Microsoft ile de temasa geçti. O zamanki adıyla Microsoft Business Solutions CRM 1.2 sürümünü inceleyen şirket, Microsoft danışmanlarıyla yaptığı değerlendirmeler sonucunda, bu çözümün ihtiyaçlarına cevap vereceğini gözledi. Günhan Yüksel şöyle diyor: "Microsoft Dynamics CRM'i esnekliği, uyumluluğu, özelleştirilebilirliği ve hedeflerimize uygun standartları sağlaması nedeniyle tercih ettik. Microsoft iş çözümlerinin Microsoft Dynamics adı altında yeniden yapılanıp Microsoft Dynamics CRM 3.0 Türkçe sürümünün çıkmasıyla birlikte, 2006'nın ilk yarısında projeyi geliştirme kararı aldık."

Arena Bilgisayar, Pencere.com'daki ürün verilerini XML ile Microsoft Dynamics CRM içine aktarmak için çalışmaları başlattı.ve Microsoft .NET 3.0 teknolojileriyle birlikte Microsoft Dynamics CRM'in kendi özelleştirilebilir yapısını kullanarak, sistemi bir bayinin kendi içinde kullanabileceği hale getirdi.

Yapılan entegrasyon ile, ürün bilgileri, Arena'nın veritabanı sisteminden bayi tarafında kullanılan CRM sistemine dinamik ve çevrimiçi olarak geçiyor. Aynı şekilde stoklar, fiyatlar ve bayiye verilen özel fiyatlar da aktarılıyor. Kullanıcı istediğinde, CRM sistemi Arena tarafına bağlanarak anlık olarak kullanıcıya ürün stoklarını ve anlık fiyatları bildirebiliyor. Sistem geceleri Arena'ya bağlanarak bayi tarafında Arena ürün ağacını ve ürün verilerini güncelliyor; böylece bayilerde sistemin çevrimdışı çalışması mümkün oluyor.

Günhan Yüksel sistemin işleyişini şöyle anlatıyor: "Geliştirilen sistemle kategorisel ürün yönetimi sağlanırken, ürün ağaçları, resimli veya resimsiz ürün bilgileri ve ürün fiyatları sistemin kendisi tarafından güncelleniyor. Bayiler seçtikleri ürünleri tek tuş ile teklif ve siparişe taşıyabiliyorlar. Hazırlanan teklifler otomatik olarak siparişe aktarıldıktan sonra, yine tek bir tuşla bu sipariş Arena'ya geçilebiliyor. Bayiler Arena'ya geçtikleri siparişlerin durumunu anlık olarak takip edebildikleri gibi, ürün Arena'dan çıktıysa bu sefer ürünü kargodan takip edebiliyor. Arızalı ürünler bayi tarafından Arena'ya gönderdiğinde, ürün Arena'nın sistemine girer girmez Microsoft CRM uygulamasında otomatik olarak Yeni Çağrı açılıp çağrının durumu sürekli güncelleniyor."

Çözümün Yönetim Ekranı şirketle ilgili her türlü satış ve alımların genel durumları hakkında bilgi veriyor ve satış cirolarını tarih aralığı bazında inceleme olanağı sunuyor. Bu uygulamada, bayiler satış personellerinin performansını da, en iyi 10 müşterileri, yaptıkları satışların detayları, yıllık satış grafikleri ve yıllık satış rakamları ile birlikte takip edebiliyorlar.

Bayilerdeki satış personeli ise günlük ve aylık satışlar, kota bilgileri, siparişler, teklif takibi, ürün teslimatları, stok ve prim ekranları ile ihtiyaçları olan bilgileri kolayca takip edebiliyorlar. Hazırlanan Teklifler tek bir tuş yardımıyla yazıcıya gönderilebiliyor veya şirketin tercih ettiği formata bağlı olarak Excel, HTML veya PDF olarak hazırlanabiliyor.

Geliştirilen sistemde, hazırlanan siparişlerdeki ürünler gerekirse stoktan,ticari program entegrasyonu varsa gerekirse tedarikçiden temin edilebiliyor ve ürün karlılığı sipariş girilirken belirlenebiliyor. Tamamlanan sipariş tek bir tuş yardımıyla bayinin ticari programına aktarılıyor ve burada fatura kesilmeye hazır hale getiriliyor. Teslimata çıkan ürünler lojistik personeli tarafından PDA cihazları yardımıyla firmalara imzayla teslim ediliyor ve teslimat bilgisi satış personeline online olarak iletiliyor. Firma tarafından kargo ile gönderilen ürünler ayrıca kargo firmasının sistemi içinden de takip edilebiliyor. Teslimata çıkan lojistik personeli satış ve servis personeli tarafından online olarak (GPRS sistemiyle) harita üzerinden izlenebiliyor. Sistem ayrıca müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmak için, her servis isteğinden sonra müşterinin bir değerlendirme yapmasına olanak tanıyor.

Bayiler Microsoft Dynamics CRM'i kendi içlerinde bir ticari programla entegre kullanmayacaklarsa, Arena Bilgisayar Microsoft Dynamics CRM'i bu bayide ücretsiz olarak yüklüyor, sadece kurulum ücreti olarak 150 usd alınıyor, yazılım gelıstırme -arena entegrasyonu için ücret alınmıyor Bayinin kendi kullandığı ticari programla bir entegrasyon gerekiyorsa, belirli bir ücret karşılığı bu entegrasyon gerçekleştiriliyor. Arena Bilgisayar satış personelinin müşterilerle livemessenger yoğun Windows Live Messenger trafiğini de göz önüne alarak Microsoft CRM ile Windows Live Messenger entegrasyonunu gerçekleştirmeye de karar verdi. Microsoft CRM kullanıcılarının, Windows Live Messenger ile müşteri firmada iletişime geçtiği kişi ile yapılan mesajlaşmalar ve sohbet konuşmaları CRM tarafında bu kişinin dosyasına otomatik olarak kaydediliyor. Böylece Microsoft Dynamics CRM entegrasyonu aynı zamanda bir çağrı merkezi gibi fonksiyon da görebiliyor. Arena Bilgisayar bu projeyi 4 ay gibi kısa bir sürede hayata geçirerek kendi içinde kullanmaya başladı. Ardından Arena'nın 5 ortağında deneme amaçlı kullanıma geçildi. Arena, Ocak 2007'de projeyi tüm dağıtım kanalına tanıtarak 30 iş ortağında hayata geçirmeyi planlarken, şirketin nihai hedefi bu sistemi 300 iş ortağında hayata geçirmek.

Yararlar
Performans Takibi
Arena bayileri, Microsoft Dynamics CRM'i kendi içlerinde uyguladıklarında, satış performanslarını çevrimiçi olarak görebiliyorlar. Günhan Yüksel, "Bayiler satış personellerinin performansını- en iyi 10 müşterileri, yaptıkları satışların detayları, aylık ve yıllık satış grafikleri ve satış rakamları ile birlikte-takip karlılık edebiliyorlar" diyor. "Bu sistem, bayilerin her bir satış personeli için hedefler ve kotalar belirleyip, her birinin nasıl bir performans gösterdiğini, kendileri için hedeflenen kotalara ulaşıp ulaşmadıklarını izlemelerine olanak tanıyor" diyor. Ayrıca Arena Bilgisayar'ın Microsoft Dynamics CRM'e eklediği, parmak izi okuyabilen bir personel takip sistemi, bayilerin bütün çalışanlarının işe geliş gidiş saatlerini takip etmesine de olanak tanıyor.

Artan Karlılık
Microsoft CRM, bayilerin bayilerdeki Müşteri Temsilcilerinin ( bayilerın değil ) hedeflere ulaşıp ulaşılmadığını takip etmesini sağlarken, bu hedeflere ulaşmak için hangi ürünlerin satılması gerektiğini de raporlayabiliyor. Günhan Yüksel bu konuyu şöyle örnekliyor: "Bayideki müşteri temsilcisinin hedefi 1000 USD ve diyelim ki o anda 80 USD’ye ulaşmış durumda. Hem ciro hedefini, hem de karlılık hedefini yapabileceği karlı ürünleri sistemden görüp, o ürünlere yönlendirme yapabiliyor. Bayiler tekliflerinde kendi maliyetleri ile son kullanıcı fiyatı arasındaki farkı, yani verdikleri her teklifteki karlılıkları kalem kalem görebiliyor. Böylece çeşitli fiyat listeleri hazırlayıp istiyorlarsa hedefledikleri karlılık oranına göre fiyatları değiştirebiliyorlar."

Müşteri Memnuniyeti
Teknoloji ürünlerinin satış ve dağıtımı işinde, bayiler teklif takibi, lojistik takip, arızalı ürün takibi gibi operasyonel işlemlerden dolayı çok zaman kaybediyorlar. Arena'nın Microsoft Dynamics CRM ile gerçekleştirdiği entegrasyon çalışması, tüm bu yükleri Arena'nın müşterilerinin üzerinden alarak müşteri memnuniyetini artırıyor. Bayilerin tekliflerini, personel verimliliklerini, siparişlerinin detaylarını, arıza ürünleri ve kargo durumunu rahatça takip edebildiği bu sistem, bayilerin Arena'yı daha çok tercih etmesine yardımcı oluyor. Günhan Yüksel şöyle diyor: "Bu sistemle, müşteri yönetimi, sipariş takibi, lojistik takip, arıza takibi hizmetlerini bayilere sunarak, bayinin üzerinden büyük bir yükü alıyoruz. Bunun sonucunda bayilerimizin bizimle daha çok çalışacaklarını düşünüyoruz hem bayilerimiz hem bizlerin yüzü müşteriye dönük olmalı ,operasyon ile zaman kaybetmek yerine bu zamanı müşterilerimizdeki iş fırsatlarına ayırmalıyız."

Faydalar
- Arena'nın bayileri kullanmaya alışık oldukları Pencere.com'un rahatlığıyla tekliflerini takip edebilir hale geldi.
- Bayiler satış personellerinin performansını, müşteri bazında cirolarını ve karlılıklarını takip ve kontrol edebilir hale geldi.
- Microsoft Dynamics CRM, bayilerin daha yüksek karlılıkla çalışmalarını ve cirolarını artırmalarına da yardımcı oluyor.
- Distribütörler ve teknik servis firmalarıyla yapılan entegrasyonlarla, bayiler kargo durumlarını ve arızalı ürün durumlarını da kolayca takip edebiliyor.
- Operasyonel yüklerin bayinin üzerinden alınması sonucunda
- Arena, bayilerinin kendileriyle daha çok çalışacağını ve cirolarını artıracağını tahmin ediyor.

www.pargesoft.com Microsoft Dynamics AX CRM NAV İş Ortağı

11 Mart 2010 Perşembe

İNOVASYON

FARKLILIK YARATAN KAZANIYOR
Sıradan çıkın, sürüden ayrılın, fark yaratın... Yeni dünya düzeninin ilk kurallarından birisi sürekli yenilenmek, farklı olmak, farklılaşma becerisini yakalamak. İnovasyon artık konferans ve seminerlerde duyduğumuz bir kavram olmaktan çıkarak, hayatımızın en ciddi gerçeği haline gelmiş durumda.

Birçok reklam sloganı var ki, günlük hayatımızda sıkça kullanıyoruz. En yenilerinden birisi de “Benim fikrim geldi”... Sinemaya giderken, yemeğe çıkarken, uyumak için bahane ararken, işten erken çıkarken önce bu sözlerle lafa giriyoruz, hem sempatik hem de yaratıcı... Günlük hayatımıza iyice yerleşen bu sözler, konu üretim olduğunda başka bir anlam kazanıyor. Sözü konusu reklam filminde olduğu gibi, yeni bir fikrin tüm üretim, satış, yönetim süreçlerinizi kökünden değiştirebileceğini anlatıyor. Herkesin yapmadığı farklı, yeni, yaratıcı bir çalışma sizi rakiplerinizden bir adım öne geçiriyor. Zaten, tüm üreticilerin istediği de bu değil mi?

İnovasyondan bahsediyoruz, evet. Son birkaç yıldır her sanayicinin, ekonomistin dilinde bu kelime var. Kalkınmanın temel koşullarından birisi olarak, büyümek ve zenginleşmek için de aynı kelime işaret ediliyor: İnovasyon. Geçtiğimiz aralık ayının başında İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen 7. Pazarlama Zirvesi''nin başlığı da “Yenilikçinin Büyüme Rehberi” idi. Konferansın önemli katılımcılarından “Marketing Genius/Pazarlama Dehası” kitabının yazarı, The Foundation kuruluş ortağı Peter Fisk “Türk pazarları bugün şaşılacak bir hızla değişiyor. Teknolojik ve ticari sınırlar kalkarken, coğrafi ve demografik, sosyal ve politik sınırlar da her geçen gün farklılaşıyor. Bugün Türkiye''de yenilikçilikten daha önemli bir konu yok” diyerek aslında inovasyonun öneminden bahsediyordu.

Dünyanın en büyük şirketlerinin birçoğu geride bıraktığımız yüzyılın sonlarında kuruldu. Üründe, hizmette ve işte farklı düşünmeleri, fark yaratmaları onları kısa sürede zirveye çıkardı. Yeni dünya düzeninde zirveye çıkmak için artık gelenekselden ayrılmak, oyunun kurallarında özgürce değişiklikler yapmak yeterli olabiliyor.

Nedir inovasyon? Sihirli bir değnek midir? Bir kalite standardı mıdır? Yeni bir satış stratejisi midir? Bir üretim tekniği midir yoksa? Henüz yeni anlamaya başladığımız inovasyonu anlatmadan önce, birkaç örnek olaydan söz edelim. Böylelikle konuya daha verimli bir giriş yapmış olabiliriz.

3M firmasını hepimiz biliyoruz ve 3M’in en bilinen ürünü olan “post-it”leri kullanıyoruz. 3M, 1902’den bu yana yara bantlarından dijital tanıma teknolojisine kadar 50 binden fazla inovasyon örneği oluşturmuş durumda. Firmanın post-it kadar yaratıcı bir başka ürünü ise “Scotch Brite” mutfak bezi... Müşteri ihtiyaç ve isteklerinin doğru saptanmasıyla ortaya çıkan ve yüksek tekstil teknolojisiyle üretilen ürünün en önemli özellikleri, rakiplerine oranla yüzde 50 daha emici olması, kolay sıkılması, çabuk kuruması, çamaşır suyuna ve 95 derece sıcaklıkta yıkanmaya karşı dayanıklı olması. Siz şimdi evinize hangi ürünü alırsınız?

Diğer bir örnek elektronik devi Sony’den... 1946’da radyo tamir şirketi olarak kurulan Sony, transistörlü radyo, renkli video kaydedici gibi ilklere imza attıktan sonra 1979’da, en önemli inovasyonlarından birini gerçekleştirdi ve Walkman’i geliştirdi. Hangimiz walkman’i tanımadığını iddia edebilir?

Bir başka basit ama kullanışlı fikir; 1937 yılında Amerikalı Sylvan Goldman, bugün marketlerde kullandığımız sepetli arabaları geliştirdi ve bir anda rakibi olmayan bir pazarın sahibi oldu. Robert Plath ise 1989’da tekerlekli bavulu geliştirdi. Plath’in bavulları, icadından bir yıl sonra fikir babasına 50 milyon dolar kazandırmıştı bile.

“Kot pantolon fiyatına uçun” sloganıyla yola çıkan Easyjet ise, stratejisini bilet fiyatlarını ucuz tutma ve seyahat acentelerini devre dışı bırakma üzerine kurarak, filosundaki iki olan uçak sayısını kısa sürede yüze çıkardı. Şirket, bilet fiyatlarını ucuz tutmak için uçuşlarda yemek ya da içecek servisi yapmıyor, isteyenler bu hizmeti parayla satın alıyor. Easyjet bu şekilde aynı anda hem tasarruf ederken hem de ek gelir kazanıyor. Uçakta fazla sıvı tüketimi olmadığından tuvaletlerden birisinin kaldırarak uçağa ekstra koltuk yerleştirilmesi de cabası...

Bir iki örnek de ülkemizden verelim, örneğin Eczacıbaşı Askaynak, 400 dolarlık bir mini kaynak makinesi çıkardı ve iyi bir alt-pazar inovasyonu gerçekleştirdi. Böylece hem yeni bir kitleye istihdam sağlanırken, ki standart bir kaynak makinesi 2500 dolar seviyelerinde satılıyor, hem de asıl işi olan elektrot satışlarında büyük patlama gerçekleştirerek, yüzde 30 büyüme sağladı.

Emre Mermer ise sıradan olarak değerlendirilen bir mesleği, basit ancak etkili çözümlerle farklılaştırmış ve yepyeni bir tarz yaratmış. Dükkân İstanbul adıyla hizmet veren bu “kasap dükkânı”nda, çeşit çeşit baharatlar, tuzlar, bıçaklar, peynirler ve zeytinyağları da bulabilir, hangi etin hangi içki ile tüketilmesi gerektiği üzerine mekan içerisinde internette sörf yapabilirsiniz. Dükkân İstanbul, kârlılık ve büyüme için inovasyon önemine güzel bir örnek değil mi?

Efesli filozof Heraklit (İÖ 540-480), “Aynı nehirde iki kez yıkanmak mümkün müdür” sorusunu sormuştu, bundan yaklaşık 2 bin 500 yıl önce... Hz. Muhammed ise, BTSO Başkanı Celal Sönmez’in bu ay dergimizde yer alan başyazısında da alıntıladığı gibi “İki günü aynı olan ziyandadır” demişti. Dünya, Heraklit’in bahsettiğinden daha hızlı değişiyor, Hz. Muhammed’in sözünden daha çabuk deviniyor. Değil bir gün, bir saat bile önemli artık. Değişime ayak uydurmak, hatta değişimin önüne geçerek, değişimi yaratmak önemli.

Peki ne oldu da bu kavramlar bu kadar önem kazandı? Hâlâ inovasyonun tanımını bile yapmadık? Nasıl olacak, inovasyon için ne yapmak gerek sorularının yanıtı ise hem bu sayfalarda, hem de devam eden sayfalarımızdaki, konularında yetkin isimlerle gerçekleştirdiğimiz söyleşilerde yer alıyor.

İnovasyon nedir?

İnovasyon, Latince kökenli bir sözcün olan “innovatus”tan geliyor. Anlamı ise toplumsal, kültürel ve idari anlamda yeni yöntemlerin kullanılması. Merriam-Webster ise inovasyonu “yeni bir şeyler ortaya koymak” olarak tanımlıyor. AB’nin inovasyon ile ilgili el kitabı niteliğindeki, 2005 tarihli Oslo El Kitabı ise inovasyonu, herhangi bir yeni fikrin ürün, hizmet ve süreçlere ya da yönetim, pazarlama ve dış ilişkiler süreçlerine uygulanması olarak tanımlıyor. İnovasyondan beklenen ise bu yeni fikrin yeni bir katma değere dönüşmesi. Türkçe''ye “yenilik”, “farklılık” gibi sözcüklerle çevrilse de inovasyonu yalnızca bu kelimelerin içerisine sığdırmamız mümkün değil. Bu nedenle, birçok platformun önerdiği gibi, “inovasyon”u teknik bir kavram kabul ederek, örneğin “teknoloji” de olduğu gibi Türkçe’de kullanmakta fayda var.

Bugün hayatımızın vazgeçilmezleri olan cep telefonları, kişisel bilgisayarları, kompakt diskler hep birer inovasyon olarak ortaya çıkan ürünler. İnovasyon, hem yaratıcı fikirlerden ticari fayda yaratma sürecine, hem de bu sürecin sonucunda ortaya çıkan yeni ürünler, hizmetler ya da iş modellerini anlatan bir kavram. İnovasyon, geçmişte bir dahinin tek başına bir şey icat etmesi veya birisinin bir fikri alıp ticari faydaya dönüştürmesi olarak değerlendiriliyordu. Yani süreç için akıllı bir beyin, biraz tesadüf biraz da şans yeterliydi. Ancak günümüz dünyasında inovasyon tek seferlik değil, tekrarlanabilir, sistemleştirilebilir ve şirketlerin yapısına yerleştirilebilir bir süreci ifade ediyor. İşte bu nedenle de şirketler, öğrenme prosesine oldukça önem veriyor ve kaynak ayırıyorlar.

İnovasyon neden önemlidir?

Bilişim devi IBM’nin dünya çapında, 765 CEO ile gerçekleştirdiği bir araştırmanın sonucuna göre inovasyon, şirketlerin en önemli konusu. Mart 2006 tarihli, Global McKinsey raporu ise bugünün iş dünyasında değişime etki eden en önemli faktörü inovasyon olarak açıklıyor. Davos’ta gerçekleştirilen 2006 Dünya Ekonomik Forumu toplantılarının ana teması da inovasyondu. “Peki neden inovasyon” sorusunun cevabı ise, oldukça basit, ayakta kalabilmek için. Türkiye’de inovasyon konusunda yetkin isimlerden biri olan Prof. Dr. Arman Kırım, inovasyonun önemini şöyle özetliyor, “Küreselleşmeyle birlikte artık her mal her yerde satılabiliyor. Üstelik farklı birçok marka altında. Dolayısıyla üreticiler kendi mallarını alacak tüketiciyi bulmaya çalışıyorlar. Malınıza bir kuş kondurmanız lazım ki diğerlerinin değil, sizin malınız tercih edilsin. Müşteri önce fiyata bakar, üretici ise ucuza satmamaya çalışır. Demek ki inovasyon neden gerekli? Ucuza satmamak ya da ucuza satmak zorunda kalmamak için gerekli, yani para kazanmak için gerekli.”

Arman Kırım’ın bahsettiği emtialaşma (malların aynılaşması) tehlikesi hakkında General Electric CEO’su Jeff Immelt ise “Şirketler bir “metalaşma cehennemi” ile burun buruna. Aynı ürünler, aynı hizmetler ve azalan kârlılıklar ile devam eden bu rekabet batağından çıkışın tek yolu, sürekli fark yaratma yeteneğine kavuşabilmektir. Bu yeteneğe kavuşmanın tek yolu da inovasyondan geçiyor. Çünkü kalite/maliyet ekseninde yapılan rekabetin artık bir önemi kalmadı” diyor.

Örneklerle inovasyon türleri
Dünyaca ünlü yönetim danışmanı Geoffrey Moore’un kategorize ettiği inovasyon türleri şunlar:

Düzen bozucu stratejik inovasyonlar

Sıfırdan pazar yaratmak olarak özetlenebilecek olan bu inovasyonlar içerisinde Silikon Vadisi buluşlarından Pokemon oyuncaklarına kadar çok geniş bir yelpazede örnek verebiliriz. Giriş yazımızda da söz ettiğimiz Sony’nin “walkman”i düzen bozucu inovasyona iyi bir örnek, çünkü Sony kasetçalar teknolojisinin mucidi olmadığı gibi asıl hedef kitlesi büyük müzik seti almaya gücü yetmeyen gençlerdi. Düzen bozucu inovasyonlar, bu örnekte olduğu gibi genellikle mevcut şartlarda tüketme imkânı olmayan büyük kitleleri hedefliyor.

Uygulama inovasyonları

Mevcut teknolojiler kullanılarak yepyeni bir pazar yaratılan inovasyonlar. Örneğin ilk kez ABD ordusu için geliştirilen GPS (Global Yer Belirleme) cihazlarının, gündelik hayatta kullandığımız otomobillere entegre edilmesi yahut doğa sporları ile uğraşanlara yönelik olarak değişik versiyonlarının pazara sunulması, bu kategoriye ilişkin verilebilecek en güzel örneklerden bir tanesi. Ya da Procter&Gamble’ın diş beyazlatıcı bantları “WhiteStrips”. Diş beyazlatıcı etkisi bilinen hidrojenperoksit uygulanmış bu bantlar o kadar tutuldu ki, firmaya 200 milyon dolarlık bir ciro sağladı.

Ürün inovasyonu

Mevcut ürünün geliştirilerek üst sınıf bir ürün ortaya çıkarılması. Intel’in yeni bir işlemciyi piyasaya sürmesi ya da sürekli yenilenen cep telefonları bu kategoriyi en iyi anlatacak örnekler. Burada önemli olan unsur, müşterinizin yeni özellikleri talep ediyor olması.

Süreç inovasyonu

Mevcut ürün ve hizmetlerin, çok daha verimli ve etkin bir sistemle piyasaya sunulması. Dell firmasının uyguladığı “PC tedarik zinciri” ya da Wal-Mart’ın stok yönetimini bağımsız şirketlere yönettirmesi bu kategorinin örnekleri. Prof. Dr. Arman Kırım, bu kategoriyi, Türk şirketlerinin rekabet edebilirliği açısından çok önemli buluyor, hatırlatalım.

Deneyim inovasyonu

Müşterilerin mevcut ürün ve hizmetleri kullanma deneyimlerini geliştirmek olarak özetleyebiliriz. Koton’un, eşleri alışveriş yaparken beylerin sıkılmalarını önlemek için geliştirdiği ücretsiz Amerikan Bar fikri ya da Sturbucks’ın zengin kahve mönüsü, ki mönü içeriği ile 19 bin farklı kahve seçeneği oluşturmak mümkün, bu kategorinin örnekleri.

Pazarlama inovasyonu

Adından da anlaşılacağı gibi geleneksel pazarlama stratejinizi yenilemeniz ve bu şekilde pazarınızı artırmanıza yönelik inovasyon süreci. Bu kategori için tek örnek yeterli, T-Box. Artık aynılaşmış bir sektörde, sıkıştırılmış paketleme ile hatta paranızın üstünü de pakete ilave ederek çok başarılı bir pazarlama inovasyonu gerçekleştirdiler.

İş Modeli inovasyonu

İş modeli, şirketinizin işini nasıl yaptığının kısa anlatımıdır. Arman Kırım bu kategoriyi, UPS örneği ile anlatıyor, “Bir lojistik firmasının iş modeli bellidir. Malı alır, depolar ve teslim eder. Ancak UPS, bu modeli biraz geliştirmiştir. Örneğin X şehrinden A marka bilgisayarı alır ve Y şehrindeki deposunda, A markası adına, yine A markası tarafından eğitilmiş kendi elemanlarına tamir ettirir. Ya da yine X sitesinde satılan bir malı kendi deposunda stoklar ve sipariş verildiği anda deposundan alarak size teslim eder. Bu nedenle X sitesi de, A markası da UPS’i tercih eder. Bu kadar basit.”

Yapısal inovasyon

Yapısal inovasyon, bir şirketin mevcut iş modelini kökten değiştirerek başka bir iş modeline dönüşmesi olarak tanımlanıyor. Bu nedenle de sıfır kâr durumunda ya da çöküş içerisindeki sektörlerde öneriliyor.

İnovasyona katılım sağlayın
Büyük şirketlerde, çalışanların tamamının inovasyon sürecine katılması çok önemli bir etken. Beyaz eşya devlerinden Whirlpool, 80 yıllık geleneksel yönetim şeklinde radikal bir karar alarak tüm çalışanların, ki rakam 61 bin kişiyi buluyor, inovasyon sürecine katılımını sağlamış. Whirlpool’un o dönemdeki CEO’su Walter Whitwam, yeni politikalarını, “ancak herkesin katılımıyla şirketin kültürünü değiştirebilirdik, aksi takdirde çoğunluğu proses yönelimli insanların olduğu bir şirkette inovasyon kaybolurdu” diye açıklıyor. 3M ve Google ise çalışanlarına serbest zamanlar kullandırarak, inovatif fikirlerin oluşmasına destek oluyor. Üstelik, iş saatlerinin yüzde 10 gibi bir bölümünü kendi seçtikleri, üzerinde çalışmak istedikleri projelere ayıran çalışanların, şirkete inovatif getirileri ise çoğu zaman milyon dolarlık cirolarla ölçülüyor.

İnovasyon kültürü ne demek?
İnovasyon, şirketler için farklı bir kültür ve anlayışı gerektirir. Bu kültür ve anlayış ise geniş bir vizyona sahip, değişime ve gelişmeye açık yöneticiler ve çalışanlarla oluşturulabilir. İnovasyon kültürünün ilk ölçütü farklılaşmaktır. Bununu için farklı görmeyi öğrenmek gerekli. Farklı görmek ise dünyayı, işinizi, yetkinlikleriniz ve rekabet avantajlarına bakışınızı sorgulamak demektir. Farklı görmek, rakiplerin yakalayamadığı fırsatları yakalamanızı ve şartları lehinize çevirmenizi sağlar.

İkinci ölçüt ise risk almak, çünkü inovasyon, tanımı gereği yeniliklere açık olmayı ve bu nedenle de doğal olarak risk almayı gerektirir. Başarı kadar, başarısızlık da inovasyonun bir parçasıdır. Bu nedenle başarısızlığı, öğrenmek ve gelişmek için bir fırsat olarak görmek gerekli. Belirsizlikler ve riskler ise kapsamlı araştırma raporları ile azaltılabilir.

Üçüncü ölçüt ise yaratıcılık, çünkü inovasyon yeni bir fikirle başlar. IBM’nin 2006 Global CEO Araştırması’na göre inovatif fikirlerin yüzde 41’i çalışanlardan geliyor. Önemli olan, birinin aklına parlak bir fikir geldiği zaman bunu sisteme sokacak mekanizmaların olması, fikirlerin doğduğu noktada eleştirilip bastırılmaması ve uygun bir değerlendirme sisteminden geçtikten sonra bir karara bağlanması.

Dördüncü ölçüt müşteri odaklılık, çünkü inovasyonun nihai hedefi müşteridir. Müşterilerle sürekli etkileşim halinde olmak ve onların gereksinimlerini doğru anlamak, inovasyonun gerçekleştirilmesi için en etkili yoldur.

Beşinci ölçüt sorgulama kabiliyeti, çünkü inovasyon, çoğu zaman meraktan doğar. Şirket içerisinde "neden", "nasıl" ve "neden olmasın" soruları sık sık sorulmalı ki, verilen yanıtlarla farklılaşın.

Altıncı ölçüt başarısızlıkları da hoş görebilme becerisi, çünkü ortalama bin beş yüz fikirden yalnızca birisi başarılı olabiliyor. Bu gerçekten hareketle inovasyon sürecinde yaşanacak hatalar ve başarısızlıkların olağan olduğu gerçeğini aklınızdan çıkarmayın.

Yedinci ölçüt açık bir iletişim ağı, çünkü bilgi, deneyim ve fikir paylaşım ortamı inovasyon için vazgeçilmezdir. Tüm kademelerindeki yönetici ve çalışanların birbirleriyle açık bir iletişim halinde olması, inovasyon sürecinde yaşanan aksaklıkların çoğunu daha hata oluşmadan engelleyebilir.

Son olarak da işbirliğinden söz etmeliyiz. Zira inovasyon fikri tek bir kişiden çıksa bile gerçekleşmek için bir ekibe ihtiyaç duyar. Etkileşimi kısıtlayıcı yaklaşımlar ve sadece kişisel çabaları ödüllendiren teşvik sistemleri bu işbirliğini, dolayısıyla inovasyonu baltalar.

İnovasyon Ar-Ge değildir!
Bilim ve teknoloji inovasyonun önemli bir ayağını teşkil ediyor. Ancak Ar-Ge yapanların girişimcilik niteliği yoksa burada bir inovasyondan söz edilemez. Sabancı Üniversitesi Araştırma ve Lisansüstü Politikaları Direktörü Prof. Dr. Cemil Arıkan, inovasyondan söz ederken aslında kültürel bir değişimden de söz ettiğimizi ve inovasyonun asla tek başına Ar-Ge olmadığını söylüyor, “Evet, bir kültürü, değişimi konuşuyoruz. Ama bu değişimi, “Ar-Ge birimi kuralım da o da yeni teknoloji araştırsın” olarak sınırlı bırakırsak yeterli olmaz. Sorun sadece Ar-Ge için kaynak yaratmak ve disiplinli bir şekilde Ar-Ge faaliyetlerine devam etmek değil, bunun ötesinde tüm şirketin dünyaya bakışını değiştirmektir.”
Dünyanın en inovatif şirketleri Business Week dergisinin yayımladığı “Dünyanın En İnovatif Şirketleri” listesinin ilk üç sırasında Apple, Google ve 3M yer alıyor. Listede yer alan 25 şirketin çoğunun hamurunda inovatif bir başlangıç olduğu görülüyor. Kimi şirketler Apple, Microsoft, Google gibi kurucularının zekaları ile devleşirken, Amazon, Starbucks, eBay gibi şirketlerse yıllardır var olan ürünlerden yola çıkarak yeni pazarlama inovasyonu gerçekleştirerek devleşmişler. IKEA ve Wal-Mart ise iş modellerinde sürdürdükleri inovasyonlarla sektörlerinde dünya lideri olmuş isimler. Hepsinin ortak noktası ise inovatif bir sistem üzerinde büyümüş olmaları.

Kaynak : Bursa Ekonomi BTSO

http://www.pargesoft.com/ Microsoft Dynamics NAV ve AX Çözüm Ortağı

2 Mart 2010 Salı

Six Sigma – Altı Sigma

SixSigma 6 Sigma, mühendislik ve istatistiğin bir arada bulunduğu süreç iyileştirme, yönetme metodolojisidir. 6 Sigma temelde kendine has bir organizasyon yapısına sahiptir projeleri yürüten (6 Sigma eğitimi almış kişi) ile süreci bilenlerin bir paylaşımı olarak projeleri ortaya koymaktadır. Projeleri yürütenler projenin parasal boyutuna ve zorluğuna göre yeşil ve kara kuşak olarak adlandırılırlar ( parasal kaygılar ile gri ve sarı kuşaklar da kullanılmaktadır)
Temel olarak 6 Sigma, karar verme süreçlerinde deneyim yanında, doğru verinin doğru analizi ile oluşabilecek risklerin yönetimini, yönetsel ve istatistiksel araçlar ile yöneten kendini kanıtlamış bir metodolojidir.
6 Sigma içerisinde üç ana modülden bahsedebiliriz:
1-Bir ürünün yada hizmetin tasarlanmasından son kullanıcıya ulaşmasına kadar süreci kapsayan tasarıma ve market geliştirmeye yönelik DFSS(Design for 6 Sigma).
2- Mevcut ürün yada hizmette oluşan problemleri anlama ve çözme değişkenlikleri azaltma yada süreçleri değişkenliklerden duyarsız hale getirmeye yarayan 6 Sigma’nın temelini oluşturan DMAIC (Define Measure Analyze Improve Control).
3- Mevcut süreçlerin verimliliğini arttırmak, gereksiz, katma değersiz adımların tanımlanmasında ve kaldırılmasında kullanılan Lean(Yalın) ile süreçlerdeki değişkenliğin de etkilerini azaltmayı amaçlayan Lean 6 Sigma.
6 sigma DMAIC projeleri temelde 5 aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamaları ve açıklamalarını aşağıda bulabilirsiniz.
Tanımlama Bu aşamada amaç ve kapsamı tanımlanır. Süreç ve müşteri hakkında bilgi toplanır. Seçilen projenin daha yüksek bir kalite yaratma ve maliyetleri azaltma olasılığının yüksek olması önemlidir...
Kullanılan araçlar - Proje uyum planı
- Paydaş analizi
- Ürün analizi
- Müşterinin sesi
- Yakınlık diyagramı
Ölçüm Aşaması Bu aşamada mevcut durumu tüm yönleriyle açıklayan bilgiler toplanır. Geçerli ve doğru ölçümler olmaksızın sürecin mevcut performansını ve yapılan iyileştirmeleri belirlemek mümkün değildir.
Kullanılan araçlar - Veri toplama
- Kontrol kartları
- Frekans dağılımları
- Süreç yeteneği
- Örnekleme
Analiz Aşaması Problemin asıl nedenlerini tanımlamak ve bunların nedenlerini doğrulamaktır.
Kullanılan araçlar - Yakınlık diyagramı
- Beyin fırtınası
- Kontrol kartları
- Sebep-sonuç diyagramı
- Hipotez testleri
İyileştirme Bu aşamada problemin temel nedenlerini ortadan kaldıracağı önlemler denenir ve uygulamaya konulur. Bu uygulamalar sonucunda da iyi bir tatmin, daha iyi programlamayı, daha iyi bir ekipmanı oluşturur.
Kullanılan araçlar - Yaratıcılık
- Veri toplama
- Akış diyagramları
- Deney tasarımı
- Hipotez test
Kontrol Aşaması Bu aşamanın amacı, uygulanan iyileştirme planını ve elde edilen sonuçları değerlendirmek ve elde edilen kazançların sürdürülmesi ve artırılması için yapılması gerekenleri ortaya koymaktır. İyileştirmelerin 6 Sigma düzeyinde kalıcı olması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
Kullanılan araçlar - Kontrol grafiği
- Akış diyagramı
- Veri toplama
- Kalite kontrol
- Standardizasyon

http://www.pargesoft.com/ Microsoft Dynamics ERP Çözüm Ortağı

23 Ekim 2009 Cuma

Computerworld Forum Türkiye

Bilişim sektörünün makale ve içerik yönünden en zengin dergisi ve web sitesi, IT yöneticilerine yönelik haberler, makaleler ve köşe yazıları içeriyor. www.computerworld.com.tr mutlaka ziyaret ediniz.


8 Ekim 2009 Perşembe

Microsoft Dynamics NAV 5.0


İş hayatının zorluklarını, yaratıcı ve tanıdık bir çözümle güçlendireceğiniz çalışanlarınız ile, taklit edilemez başarılara çevirmeniz için size en büyük desteği verecek Microsoft Dynamics NAV 5.0 Türkiye’de.

İş dünyasının giderek artan taleplerine hızlı cevap vermeniz için güçlü bir alt yapıya, en kısa sürede ve en uygun bütçelerle sahip olun.

Küresel Rekabet. Artan Müşteri Talepleri. Dinamik Ticari İlişkiler. Karmaşık Düzenlemeler. Çalışanlarınızı doğru araçlar ile donatırsanız, bu zorlukları yalnızca firmanızın sahip olduğu rekabetçi avantajlara çevirebilirsiniz.

Çalışanlarınız Microsoft Dynamics NAV ile başarıyı yakalayabilirler. Microsoft Dynamics NAV uyarlanabilir ve kolay entegre edilir alt yapısı ile iş süreçlerinizi daha etkin düzenleyebilir, istediğiniz bilgileri daha hızlı ve güvenilir raporlar ile ulaşabilir, müşteri, tedarikçi ve çalışanlarınızı aynı platformda buluşturabilirsiniz. Microsoft Dynamics NAV tarafından çalışanlarınıza sunulan benzersiz kullanıcı deneyimi ile daha verimli olmalarını, daha doğru ve hızlı kararlar almalarını, böylece değişen piyasa taleplerine daha kolay uyum göstermelerini sağlayabilirsiniz.

Microsoft Dynamics NAV kullanmakta olduğunuz mevcut sistemlerle kolaylıkla entegre olur ve çalışanlarınızın alışık olduğu çalışma düzenine uyum sağlar. Firmanızı ve çalışanlarınızı yazılıma uymaya değil, yazılımı size uyarlamayı amaç edinmiştir. Size ek geliştirme yapma ve firmanız büyüdükçe sisteminizi büyütebilme olanağı sunar. Microsoft Dynamics NAV zaten kullanmakta olduğunuz diğer Microsoft ürünleri ve teknolojilerine benzer şekilde çalışır, böylelikle çalışanlarınızın eğitim ve adaptasyon süreci çok daha az maliyetli ve kısa sürede gerçekleşir. Bu sayede yapmış olduğunuz yatırım çok kısa sürede size kazanç olarak geri döner.

Çalışanlarınızın İhtiyaç Duyduğu Bilgi ve Araçları Sağlayarak, İşinizi Başarıya Ulaştırın
• Alışık olduğunuz Microsoft ürünleri gibi ve onlarla entegre çalışır
• Kullandığınız diğer sistemler ile kolaylıkla entegre olur ve onlarla birlikte ölçeklendirilebilir
• Çalışanlarınızı, verileri ve iş süreçlerinizi aynı platformda birleştirir
• Sistemde biriken veriyi, karar almanızı kolaylaştıracak bilgiye dönüştürür
• Bireysel kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayacak kolay kullanım özelliklerine sahiptir


Güncel Sayılar                                               Dünya Genelinde          Türkiye’de
Microsoft Dynamics NAV Müşteri Sayısı                 72,000 +                        140 +
Microsoft Dynamics NAV İş Ortağı                           4,076                             10
 Eşzamanlı Kullanıcı Sayısı                                   6,000,000 + .
Toplam Dynamics Müşterileri                                 365,000 +                       360 +

Doğru ürün doğru çözüm ortağı PARGESOFT http://www.pargesoft.com/

4 Ekim 2009 Pazar

Microsoft Dynamics NAV - Telekom Sektörü Çözümü




Telekom
Diğer tüm sektörlerin altyapısını oluşturan bir sektör olan telekomünikasyon, kendi içerisinde de her geçen gün büyümekte. Milyonlarca müşteriye farklı çeşitlilikte hizmetler sunan, iletişim gibi önemli bir hizmeti kesintisiz ve güvenli biçimde vermeyi amaçlayan telekomünikasyon sektörü, Türkiye’de de en son gelişmelerle birlikte önemli bir yükselme dönemine giriyor.

İletişim gerek bireysel gerekse kurumsal açıdan hiçbirimizin vazgeçemeyeceği son derece önemli bir konu. Bu alanda faaliyet gösteren telekomünikasyon sektörü ise iletişim altyapısının sağlanmasından katma değerli mobil hizmetlerin sunulmasına kadar oldukça geniş bir iş alanına sahip. Böylesine geniş bir sektörde hem hizmet kalitesini yüksek tutmak hem de müşterilerle ilişkileri en üst seviyeye çekebilmek için etkin bir altyapı şart.


Hızlı yanıt verebilme ve şikâyet yönetimi
İletişimde iki emel öncelik vardır: kesintisizlik ve güvenilirlik. Bunlar sağlandığı takdirde ancak verimli bir iletişim yapısı kurulabilir. Bu konuda herhangi bir sorun yaşayan müşterilere anında cevap verebilmek, bildirilen sorunları hemen ilgili bölümlerle paylaşarak en kısa sürede giderilmesini sağlamak son derece önemlidir. Bu noktada müşteri ile temasta olan satış ve hizmet birimlerinin diğer bölümler ile sürekli irtibatta olup olası durumlarda hızlı reaksiyon vermeleri bir zorunluluktur. Bu nedenle telekomünikasyon hizmetleri sunan şirketler, müşterilerden gelen şikâyetlerin toplanmasından çözüme kavuşturulması aşamasında dek geçen süreçte tüm işlemleri etkin biçimde gerçekleştirmek, sorunun belirlenen zamanda çözüldüğünü kontrol etmek durumundadır. Bu şirketler ayrıca, müşteri temsilcilerine belirli konularda pratik çözüm önerileri yapabilecekleri bir bilgi havuzu ve sorunları analiz ederek çözüm noktasına en net şekilde ulaştıracak bir sistem sağlamak ihtiyacı hissetmektedir.


Müşteri ilişkileri
Söz konusu iletişim olduğunda hız çok önemlidir. Bu nedenle telekomünikasyon hizmeti veren şirketlerin müşterileri ile olan ilişkilerinde müşteriyi tanımaları, müşteri ile ilgili geçmişe dönük tüm bilgilere kolaylıkla ulaşmaları ve müşterinin kendine has, özel ihtiyaçlarının farkında olmaları gerekir. Böylesi bir sitem içerisinde müşteriden gelen tüm hizmet talepleri o müşteriye veya duruma özel yürütülebilir, ve her müşteri ile özel bir diyalog kurulabilir. Diğer yandan belirli uygulama, hizmet ve tarifelere yönelik müşteri beklentileri tespit edilerek özelleştirilmiş hizmetler ve önerilerin oluşturulması, telekomünikasyon hizmetlerinin pazarlanmasına da yardımcı olacaktır. Ayrıca bu yaklaşım sonucunda, yoğun rekabetin yaşandığı telekomünikasyon sektöründe müşteriyi elde tutma becerisi de artacaktır. Örneğin Avrupa’nın önde gelen operatörlerinden bir tanesi, gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturan müşterileri için özel bir program başlattı. Bu program sayesinde müşteriye sunulan hizmetin kalitesi artırıldı ve 2 yıl içerisinde operatörün müşteri kaybetme oranı yarı yarıya azaldı. Bir başka deyişle operatör yılda 20 milyon euroyu elinde tutmayı başardı.



Bilgi paylaşımı
Telekomünikasyon alanında bir değer zinciri içerisinde faaliyet gösteren şirketler, çok önemli bir konu olan müşteri taleplerine hızlı yanıt verme sürecinde tek bir merkezmiş gibi hareket etmek zorundadır. Bu nedenle taraflar arasında bilgi paylaşımının belirli bir seviyede sağlanması büyük önem taşır.



Microsoft CRM: İletişimde İlişki
Telekomünikasyon sektörünün hızlı yükselişi sürerken müşteri ilişkileri her zamankinden daha önemi bir hale geliyor. Kimi zaman milyonlara ulaşan müşterileri en doğru şekilde analiz etmek, segmentasyonu sağlamak ve özelleştirilmiş hizmetler kapsamında onlara değer sağlamak gerekli. Microsoft CRM’in satış modülü, bu sektörün katma değerli hizmetlerini en doğru ve hedeflenmiş biçimde müşterilere ulaştırmayı mümkün kılarken müşteri hizmetleri modülü geniş müşteri portföyünün yönetilmesi, şikayet ve istek analizlerinin yapılması gibi birçok işlemi kolaylıkla gerçekleştirmenize imkan sağlayacak.

http://www.pargesoft.com/

23 Eylül 2009 Çarşamba

Microsoft Dynamics NAV - ERP Çözümünü Nasıl Seçmeli


ERP Çözümünü Nasıl Seçmeli?
ERP çözümlerinin orta ölçekli kurumlara sağlayacağı getirileri en üst seviyede gerçekleştirmenin ilk adımı, doğru çözümü seçmektir. Bugüne dek gerçekleştirilen ERP projelerinde başarıyı yakalayan şirketlerin en önemli özelliği kendi yapılarına, teknolojik sistemlerine ve kurumsal hedeflerine en uygun çözümü seçmeleri ve hayata geçirmeleridir. Çözüm seçiminde yapılacak bir hata, sadece önemli ölçüde zaman ve maliyet kaybına neden olmakla kalmayacak, sistem kurulduktan sonra etkin kullanımında da sıkıntılar yaşanmasına neden olacaktır. Bu tür projelerde her aşamada yaşanan sıkıntılar, operasyonel verimliliğin düşmesine ve maliyetlerin artmasına, hatta operasyonun tamamen durma noktasına gelmesine zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle ERP çözümünün seçimi sırasında sistematik bir yol izlenmeli, ihtiyaçlar çerçevesinde en uygun çözüm belirlenmelidir.

İster ERP olsun ister başka bir kurumsal çözüm, belirli bir metodoloji ve sistematik içerisinde karar verilmesi büyük önem taşımaktadır. Kapsamlı bir metodoloji, kurumsal hedeflerin belirlenmesi ile başlayan ve çözümün farklı parametrelerine dek uzanan bir süreci içermektedir.

1. Aşama: Süreçlerin belirlenmesi
Günümüzde birçok kurum kendi yaptığı işin bütünün görmekte zorlanır. Özellikle orta ölçekli kurumlarda günlük işlerin yoğunluğu ve sürekli değişime ayak uydurma çabası, operasyonel işlerin artmasına ve stratejik bakış açısının daralmasına neden olmaktadır. Bu noktada kurumsal çözümü değerlendirmeden önce orta ölçekli kurumlar aynayı kendilerine tutmalı ve süreçlerini net olarak ortaya koymalıdır. Bu noktadan sonra kurumun neden bir çözüme ihtiyaç duyduğunun cevabı net olarak verilebilir. Kimi kurum iş fonksiyonlarının yetersizliği, kimi kurum büyüme ve gelişme sonrası artan iş gücü ve işlem sayısı kimi kurum da mevcut sistemlerinin performansının yetersizliği nedeniyle yeni çözümlere gereksinim duyar.

Bu aşamada dikkate alınması gereken temel sorular şunlardır:

- Yeni üründen beklentilerimiz nelerdir?

- Bugün yapamadıklarımızı yapabiliyor olmak

- Yaptığımız işi daha ucuz, daha hızlı veya daha az kişiyle yapabilmek

- Mevcut sistemlerden bilgi transferi yapmak gerekecek mi?

- Yeni çözüm mevcut ortamı nasıl etkileyecek?

2. Aşama: Hedeflerin değerlendirilmesi
Her kurum, belirli amaç ve hedeflere yönelik çalışır ve bunlara ulaşmak için stratejiler ortaya koyar. Aslında işin bütününün resmi bu amaçlarda gizlidir. Bu nedenle kurumlar, bugün ve gelecekte nerede olmak istediklerini ve ne yapmayı hedeflediklerini net biçimde ortaya koydukları taktirde geleceğe yönelik ihtiyaçlarını özetlemiş olacaktır. Daha sonra bu kurumsal hedefleri çerçevesinde ihtiyaç duyulan çözümün hangi zaman içerisinde hayata geçirileceği, bütçe durumu ve çözüm kurum içerisinde mi kurum dışında mı geliştirileceği kararı daha kolay verilebilir.

3.Aşama: Üreticilerin değerlendirilmesi
Çözümün garantisi ve başarısı üreticinin kendisidir. Bugüne dek ortaya koyulan ERP projelerinde başarısızlığın altında yatan temel etkenlerin başında üreticilerin sürekliliğinin ve desteğinin yetersizliği gelmektedir. Unutulmamalıdır ki ERP, kurumun yapısal bir parçası haline gelecektir ve dolayısı ile uzun vadeli bir strateji ile kurgulanmalıdır. Bu nedenle çözümü oluşturan üretici de uzun vadeli ve çözüme olan desteğini sürekli artıran bir yapıda olmalıdır.

Bu bilgiler ışığında çözümün seçiminde üretici firmanın stratejileri, uzun vadeli hedefleri, odaklandığı sektörler ve bu sektörlere yönelik bilgi birikimi ve coğrafi yaygınlık gibi birçok parametre ışığında değerlendirme yapmak daha doğru bir sonuç verecektir.

4. Aşama: Belirlenen Çözümlerin Değerlendirilmesi
İhtiyaçlar ortaya koyulduktan ve hedefler belirlendikten sonra alternatif çözümlerin değerlendirilmesi aşaması gelir. Bu aşamada kurumlar, pazarda bulunan çözümler içerisinde kendilerine en uygun alternatifleri belirlemeyi amaçlar. Dolayısı ile daha somut kriterler ve sorular ışığında ilerlemek gerekecektir.

Çözüm alternatiflerini belirlerken öncelikle çözümün kurumun kapasitesi ve büyümesi için yeterli olup olmadığına bakmak gerekir. İşin yapısının gerektirdiği işlem hacmini, çalışan sayısını kaldırabilen çözümler seçilmelidir. Ayrıca gerek duyulan fonksiyonların tamamı çözüm tarafından sunabilmelidir. Diğer yandan çözüm farklı uygulamalar ile entegre çalışabilmelidir.

5. Aşama: Entegratörün Değerlendirilmesi
Çözümün üreticisi güçlü ve kendisi başarılı olsa dahi o çözümü kurum içerisinde hayata geçirecek olan satıcı şirketin /entegratörün yapısı da son derece önemlidir. Zira bu entegratör, kurumun içerisinde kurumun bir departmanı gibi çalışacak ve çözümü işbirliği içerisinde ayağa kaldıracak olan yegane taraftır.

Yerel entegratörle daha önce çalışılıp çalışılmadığı, entegratörün referansları, üretici ile olan işbirliği geçmişi, bilgi seviyesi, sektörel deneyimi ve proje yönetimi ve uygulaması tecrübesi gibi parametreler kullanılarak entegratör firma değerlendirilebilir.

6. Aşama: Destek ve hizmetlerin değerlendirilmesi
ERP çözümünün uzun vadeli bir yatırım olduğu gerçeği asla unutulmamalıdır. Dolayısıyla zaman içerisinde ihtiyaç duyulacak destek ve hizmetlerin de önemi son derece fazladır. Üretici firmanın ne tür destek programlarına sahip olduğu, bu desteğin ve hizmetlerin hangi kanallardan verildiği ve hangi metodoloji ile sunulduğu önemli konulardır.

7. Aşama: Geleceği Planlamak
Uzun vadeli çözümlerde sadece bugünün ihtiyaçlarını değil, kurumsal stratejiler çerçevesinde yarının ihtiyaçlarını göz önüne alarak seçim yapmak son derece önemlidir. Bu nedenle çözümün, kurumun ihtiyaçlarını ne ölçüde ve ne adar zaman boyunca karşılayabileceği, kullanıcı sayısı ve işlem miktarının artması durumunda ne ölçüde genişleyebileceği, yeni fonksiyonların sisteme ilave sürecinin ne şekilde gerçekleştiği ve güncellemelerin nasıl hayata geçirileceği ve en önemlisi üretici şirketin çözümüyle ilgili geleceğe yönelik projeksiyonu ve vizyonu konularına dikkat etmek gerekmektedir.

15 Eylül 2009 Salı

Microsoft Dynamics NAV - Firmanıza Yol Açın

Neler oluyor ?

Uzun zamandır süren durağanlığın adını yazmadan geldiğimiz süreçte neler yaptığımıza yada ne yapmamız gerektiğine bir göz atalım. Adına durağanlık demek istiyorum, biliyorum ki yarın bunlar ortadan kalkacak ve hayat yoluna devam edecektir.

Önce Neler Yapıyoruz.
Yavaşlayan satış, üretim ve hizmet sektöründe yer alan işletmelerin şirketlerini analiz edecek bilgi işlem altyapısını gözden geçirmeleri gerekmektedir. Neden derseniz; Hızlı iletişim, hızla değişen pazarlar ve kısa süreli iş tasarımlarının geçerli olduğu günümüz dünyasında, piyasalarda yaşanan hızlı dönüşümler, şirketlerin yoğun bir rekabet ortamına girmesine ve çoğu kez de sürekli olarak krizle karşı karşıya kalmasına yol açmaktadır.

Yirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren içinde bulunduğumuz yüzyıla verilen "Bilgi Çağı" tanımlaması küresel boyutta kabul edilmektedir. Bilgiyi elde etme, işleme, çoğaltma, paylaşma başka bir ifadeyle bilgiyi girdiden çıktı haline dönüştürme sürecine kadar bilgi yönetimi ve bu sürecin verimliliği başarının anahtarı olarak ön plana çıkmaktadır. Gerçekten, dünyanın herhangi bir yerinden depolanmış bilgilere erişme ve hepsinden önemlisi büyük miktarda veriyi birleştirme ve çözümleme olanağı sayesinde, başkalarının sahip olmadığı ve katma değer içeren bilgileri üretmek artık mümkün hale gelmiştir. Böylesi bir ortamda Türkiye’de neler olmakta derseniz. (http://www.kobilink.com/ dan)
- Ofis uygulamalarıyla şirketin kayıtlarını takip etmeye çalışmaktayız.
- Dos uygulamalarıyla muhasebe sistemini yönetmekteyiz,
- Eski teknolojik ürünlerle işi sonuçlandırmaya çalışmaktayız,
- Teknolojik her türlü yatırım bize gereksiz ve uzak gelmekte,
- Personel eğitimlerine gerekli önem verilmemekte ve personeli verimsiz kullanılmaktayız.

Ne Yapmalıyız
- Durağanlığın yaşandığı şu günlerde şirketin gelecekte yeniden organizasyonu için gerekli çalışmaları başlatmak gerek
- Bilgi ve teknoloji altyapısını iyileştirmenin planlarını yapmak
- İşletmenin tüm süreçlerini takip edebileceği “kurumsal kaynak planlama” yazılımının araştırmasını yapmak bizzat bu iş için birkaç firma ile görüşmek ve işletme için en uygun sistemi tespit etmek.
- Personelin kendi alanında ihtisas yapması için gerekli bilgi akışını sağlamak, eğitimler organize etmek,
- Genel piyasa gidişiyle ilgili olarak ekonomik haberleri takip edip neler oluyor demektense ne yaparsak düzeliriz onun planlarını yapmak gerek, bununla ilgili bir fıkra var dilerseniz onu paylaşalım

İstanbul’da işletme okuyan genç yönetici adayı yarı yıl tatilinde memleketine döner, babası kentin merkezinde köfteci dükkanı işletmekte ve işleri gayet yolunda gitmektedir. Babasının yanına gelen çocuk bir bakar dolap ağzına kadar malzeme dolu, yerler sürekli olarak talaşla temizlenmekte, peçeteler masalarda boy göstermektedir. Dönüp babasına “Baba bu ülkede kriz var ne bu bolluk” der, derhal masrafları kısmak gerek bu kadar malzeme tutma azalt. Babası oğlunun şehirde öğrendiği bilgilere güvenerek dediklerini yapar. Bir müddet sonra masalardaki peçeteler azalır, yerler talaşla temizlenmez olur, dolaptaki malzemelerde azalır. Haliyle işlerde yavaşlamaya başlar. Baba kıstıkça müşteri azalmakta ve işler gittikçe durağanlaşmaktadır. Dönüp oğluna “Haklıymışsın evlat ülkede gerçekten kriz varmış” der.
 
Kıssadan hisse, DÜN İYİYDİK, YARINDA İYİ OLACAĞIZ, bu böyle gitmeyecektir. Asıl olan bugünü güzelleştirmenin ve yarınlara taşımanın yollarını bulmak olacaktır. Bol kazançlı bir hafta dileriz.

"İyi liderler uzun dönemli bakış açısına sahiptir, günlük değişimlere aşırı tepkiler vermez ve işler kötü giderken bile çalışanlarına doğruyu söyleyerek onların içindeki güven duygusunu ateşler" Prof. Jeffrey Pfeffer

Şirketinizin geleceğini koordine etmek için önereceğimiz çözümlerimize http://www.pargesoft.com/ adresinden ulaşabilirsiniz. Bilgimizi ve öngörülerimizi her zaman paylaşmaya hazırız. Hizmet verdiğimiz müşterilerimiz bunun bir kanıtıdır. Tanıtım ve demo için 216 575 6070 veya info@pargesoft.com adresinden randevu alabilirsiniz. Ücretsiz analiz hizmetimizden faydalanmak için acele ediniz

5 Eylül 2009 Cumartesi

ERP Nedir ?

ERP’NİN ABC’Sİ
Aberdeen Research

ERP’nin günümüzdeki tanımı nedir? Bugün artık ERP konuşulurken sadece planlama fonksiyonundan bahsedilmiyor. ERP artık bir kurumun yaptığı işin bütününü yansıtan bir kavram olarak kullanılıyor. Diğer bir deyişle ERP bir kurumun tüm bileşenlerinin bir bütün olarak görülmesine imkan veriyor.

ERP, bir kurumun kendi iç süreçlerini bütünleşik bir yapıda gerçekleştirmeye imkan tanırken, işin kurum sınırları dışına taşan kısmının da desteklenmesini sağlıyor. Bu iki süreci birleştiren ERP çözümlerinin genel karakteristikleri şöyle özetlenebilir:

ERP uygulamaları, iş süreçlerini adresler.
ERP uygulamaları modüler yapıdadır.
ERP uygulamaları entegredir.
ERP uygulamaları kurumların sınırlarını aşar, müşterilerine, iş ortaklarına ve tedarikçilerine kadar uzanır.
Uçtan uca bir ERP çözümü, kurumun tüm iş fonksiyonlarını destekler.

ERP hakkında kafalarda soru işareti oluşturan bazı konulara yanıt aramak gerekirse karşılaşacağımız sorular ve yanıtları şunlar olacaktır:

1.“İş süreci” kavramı şirketin bir bölümü veya özel bir fonksiyonu mudur?
İş süreçleri, kurum içerisinde birden fazla fonksiyona dokunur. Bu nedenle fonksiyonlar ve bölümler üzeridir. Örneğin bir şirkette muhasebe bölümü olabilir ya da satın alma işlemi gerçekleştirilebilir. Bu bölümler işlerini süreçler aracılığıyla yapar ama süreçler bölüm veya fonksiyon değildir. Örneğin satış süreci, müşteriyi edinmekle başlayan ve ürün veya hizmetin karşılığını müşteriden tahsil edene dek süren bir dizi aşamayı içerir.. Bu nedenle süreçler çok daha geniş bir yapıya sahiptir.

2.Modüler bir ERP uygulaması, standart uygulamalardan nasıl farklılaşır?
ERP uygulamasının güzel yanı, içerisindeki tüm fonksiyonların entegre bir yapıda çalışmasıdır. Bu özelliğe sahip olmayan bir çözüm, iş süreçlerinin bütününü kapsayamaz. Modüler yapının önemi, ERP uygulamasını satın alma ve kurma sürecinde daha da ön plana çıkar. Bir kurum, ERP uygulamasının sahip olduğu fonksiyonların tümünü kullanmak istemeyebilir. Bu nedenle modüler yapı istenilen fonksiyonları istenilen zamanlarda kullanmayı mümkün kılar.

3.Kullandığım uygulamalar zaten entegre. Neden ERP düşüneyim?
Farklı uygulamalar her zaman birbiri ile uyumlu çalışmaz ve aslında bu zor bir süreçtir. Ayrıca bir araya gelmiş birçok uygulama tek bir uygulamanın sağladığı özellikleri sağlayamayabilir. Yani 2+2 her zaman 4 etmeyebilir.

Yapılan birçok araştırma göstermektedir ki özellikle orta ve küçük ölçekli kurumlar bazı işlemleri birçok kez tekrarlamaktadır. Bu mükerrer işlemler sırasında belli başlı sorunlarla karşılaşmak mümkün. Örneğin sürekli veri girişi yapmak aman kaybına neden olmakta. Ayrıca bu girişlerde hata payı yükselmekte. Farklı uygulamalardan gelen veriler farklı özellikte olacağı için bu verileri bütünleştirip analizler yapmak elma ile armudu karşılaştırmak gibi kalacaktır.

Entegre bir ERP paketinde gerekli veriler bir kere girildikten sonra ihtiyaç duyulan her noktada kullanılabilmektedir. Uygulamayı kullanan tüm süreçler ve çalışanlar, karar verme mekanizmasındaki yöneticiler bilgileri aynı biçimde, gerçek zamanlı olarak görme şansına kavuşur.

4.Neden ERP uygulaması, kurumun sınırlarını aşmak zorunda?
Günümüzde kurumların işleri zaten kendi sınırlarını aşıyor, dahili uygulamalar harici uygulamalarla bütünleşiyor. Başarılı olmak isteyen kurumlar, satın alma süreçlerini, iş ortakları ve müşterileri ile olan ilişkilerini en doğru ve etkin biçimde sürdürmek orunda. Bunların tümü harici operasyonlar gerektiriyor.

5.Kurumun bütününü adresleyen bir ERP çözümüne sahip olmanın avantajları nelerdir?
Komple bir çözüm sahibi olmanın, parça parça uygulamalara göre birçok önemli avantajı söz konusudur.
Ölçeklenebilirlik: ERP çözümleri, kurumun büyümesine paralel olarak genişleyebilme özelliğine sahiptir.
Fonksiyonalite: ERP çözümleri, uygun maliyetlerle farklı fonksiyonlara gerektiği zaman erişmeyi mümkün kılar. Bugün ihtiyaç duymadığınız bir özelliği yarın aktive ederek kullanmanız mümkün.
Destek ve hizmet: ERP çözümlerinde destek ve hizmet son derece önemlidir. Entegre bir ERP ortamının destek ve hizmet işlemleri çok daha basit ve etkili biçimde gerçekleştirilebilir.

KOBİ’lerin Başlıca Sorunları
Dünyada birçok KOBİ, 1990’lı yıllardaki ERP fırtınasına yakalanmış ve bu sürecin maliyetlerini ve zorluğunu göğüslemekte zorlanmıştır. Bugün bu kurumların çoğu, güncelliğini kaybetmiş veya gereğinden fazla büyük uygulamalarla iş yapmaya çalışmakta ve rekabetçiliklerini korumak için yeni teknolojilere yatırım yapmak zorunda kalmaktadır. Bugün birçok KOBi ellerindeki sistemler için güncellemelere, farklı uygulamalara ve yeni teknolojilere gereksinim duymaktadır.

ERP’yi yeniden değerlendirmek için doğru zaman mı?
Günümüzde KOBİ’ler için maliyetlerin etkin biçimde yönetimi son derece önemlidir. Ayrıca KOBİ’lerin finansman eksiliği de önemli bir sorundur. Buna karşın günümüzün modern KOBİ’leri, müşteri tabanını büyütmek ve eldeki müşterileri korumak çabası içerisindedir. Her geçen gün farklılığı azalan ürün ve hizmetlerin getirdiği rekabet, KOBİ’lerin bir diğer önemli sıkıntısıdır. Bu sıkıntıların ERP ile kesiştiği noktalara bir göz atalım:

Kurumsal stratejilerin ve inisiyatiflerin hayata geçirilmesi için finansman yetersizliği
Kurumsal vizyonu ve hedefleri belirlemedeki sıkıntı
Kurumsal stratejilerin ve inisiyatiflerin iletişiminde yetersizlik
Çalışanların daha verimli kılınması için gerekli olan ölçütlerin eksikliği
Kurumsal amaçları gerçekleştirecek kalifiye insan kaynağı eksikliği
Müşteri taleplerini planlamada yetersizlik

Kurumsal stratejilerin belirlenmesi ve etkin biçimde duyurulmasının en iyi yolu, kurum içerisinde portal yapıları üzerinden çalışanlar ile etkileşimin sağlanmasıdır. Amaçlara yönelik girişimlerin hayata geçirilmesi için yine insan kaynağı ile etkin iletişim, e-işe alma sistemleri önemli avantajlar sağlayacaktır diğer yandan müşteri taleplerini öngörmeye yönelik analiz ve raporlama sistemleri süreci oldukça kolaylaştıracaktır. Her ne kadar orta ölçekli kurumlar bu tür çözümleri hayata geçirmekte büyük ölçekli kurumlardan biraz daha yavaş olsa da ERP tüm bu sorunlara çözüm getirmektedir.

Sonuç olarak...
Günümüzde KOBİ’ler, teknolojiyi, stratejilerini hayata geçiren bir araç olarak konumlandırmaktadır. Gelişmiş analiz araçları, karar destek sistemleri, raporlama araçları ve süreçlere özel uygulamaların özellikleri geliştikçe, bu hedef daha kolay gerçekleşmektedir. ERP çözümleri, bu çabanın en önemli destekçisidir.

KOBİ’lerin farklı iş yapma biçimleri ve kendilerine özgü dinamiklerinin çeşitliliği hala son derece fazladır. Buna karşın operasyonel maliyetlerin düşürülmesi ve yatırımların daha etkin gerçekleştirilmesi sayesinde KOBİ2ler iş amaçlarına daha etkin biçimde ulaşacaktır. Bunun yolu ERP’den geçmektedir. Bu bağlamda KOBİ2ler şu 3 noktaya dikkat etmelidir:
İş amaçlarının ve gerekliliklerin bugünün şartlarına göre belirlenmesi
Potansiyel çözümlerin, üreticilerin ve katma değerli satıcıların değerlendirilmesi
Planların bugün için değil gelecek için yapılması